İklimle alakalı konularda pozisyonunu korumak isteyen (veya kaybetmek istemeyen) Alman siyasileri, Paris Anlaşmasının uygulanmasında Fransa ile yakın iş birliğinin devam ettirilmesinin de yazılı olduğu koalisyon görüşmeleri mutabakat metninde ilginç (bence) bazı noktalar var (yazı 07 Şubat’ta yayınlanmış):
- 2019’da çıkartılacak yasayla, 2030 itibariyle sektör bazlı hedeflerin yakalanmasının sağlanacak.
- Enerji depolama için Fraunhofer Research Institute benzeri Storage Institute kurulacak.
- Elektrik şebekesinin genişletilmesinin teşvik edilmesi ve bu genişlemeden etkilenen arazi sahiplerine kârdan fayda sağlanması (periyodik ödemeler yapmak da bir seçenek olabilir) (Almanya’da kamulaştırma yok mu, yoksa ona ilaveten mi bu düşünümüş anlamadım).
- Kömürden çıkış ile alakalı bir komisyon kurulacak ve bu komisyon 2018 sonuna kadar bir rapor çalışacak. Raporda, aşamalı devreden çıkış vs planları çalışılacak.
- EU Emissions Trading System karbon fiyatlamasında önemli bir ilke olarak görülüyor ve bunun güçlendirilmesine çalışılacak.
- Paris Anlaşmasının uygulanmasında Fransa yakın iş birliği devam ettirileceği yazılmış; ama öte yandan AB’nin nükleer santralleri herhangi bir şekilde desteklemesinin istenmediği de belirtilmiş.
- 2020’ye kadar 4 GW onshore rüzgar, 4 GW solar ve 2018 ve 2019 yıllarında birer offshore rüzgar ihalesi düzenlenecek.
- Ülkedeki raylı sistemlerin %70’i 2025 itibariyle elektrikli hale getirilecek.
- Ülkenin LNG altyapısı oluşturulacak.
IEA, Meksika’nın da üyeleri arasına katıldığını duyurdu. IEA, Fatih Birol döneminde üye ülke sayısını artırarak temsil ettiği oranı artırmaya devam ediyor. 2015’te IEA üyeleri global enerji tüketiminin %40’ından sorumluyken, bugün itibariyle %70’inden sorumlu.
Japonya’da bir Prof ve ekibi yumurtanın beyazındaki proteinden hidrojen elde etmeyi başarmış.
National Grid İngiltere otoyollarına inşa edilmek üzere 350 kW süper hızlı şarj istasyonu kurulmasına yönelik planlama yapıyor.
Kuraklık her yerde; elektrik üretiminde %50’den fazla hidroya bağımlı Kenya kuraklık nedeniyle yüksek maliyetlere dizel santralden elektrik sağlamak zorunda kalıyor.
Hidroların yerini uzun süredir rüzgar almıştı. GWEC, geçtiğimiz günlerde yıllara sari global rüzgar kurulu güç artışını yayınladı. Rapora göre; 2017’de 52573 MW kapasite kuruldu (2015 ve 2016 yıllarındaki kurulu güç artışının altında). Türkiye, 2017 yılındaki 766 MW kapasite artışıyla 8 inci sırada yer almış (toplam kapasite ise 6091 MW ve Avrupa ülkeleri arasında 6 ncı sıradayız).
Global offshore kurulu kapasitesi 18814 MW.
Renault-Nissan-Mitsubishi ittifakının CEO’su Carlos Ghosn, elektrikli araçlardan kâr elde eden tek şirket olduklarını iddia etti. Grubun açıklanan kârlılığının ne kadarının elektrikli araçlardan geldiğiniyse açıklamadı. General Motors’un satılan araçlardan zarar ettiği bilenen bir şey ve üreticilerin şimdiden kâr yazmaları iyi bir şey mi bilemedim, fiyatları aşağı çekmelerini bekliyordum ben.
Bu arada, Nissan’ın geçtiğimiz ay 300 bininci aracı üretmesinin ardından (2011’de üretime başlamıştı), şimdi de Tesla 300 bininci aracını ürettiğini geçtiğimiz günlerde duyurdu (2013’te üretime başladı) ve bildiğim kadarıyla Tesla her aracını kârlı satıyor. Teslimat istatistikleriyse burada.